Mahmud Celaleddin, kendisinden önceki ünlü hattatların, özellikle Şeyh Hamdullah (ö. 1520) ve Hafız Osman’ın (ö. 1698) yazılarını kopya ederek yazı yazmayı öğrenmiş ve kendi üslubuna ulaşmıştır. 19. yüzyılda Osmanlı hüsnühat sanatında, duvarlara asılmak üzere büyük boyutlu yazı yazan üslup sahibi iki hattattan biri Mustafa Rakım (ö. 1826), diğeri Mahmud Celaleddin’dir. Mustafa Rakım’ın harf geçişlerini yumuşattığı, daha dengeli kompozisyonlar kurduğu, Mahmud Celaleddin’in ise daha sert karakterli ve heykelsi harflerle yazı yazdığı kabul edilegelmiştir. Büyük boyutlu yazı yazan sonraki hattatlar, bu iki üsluptan birini benimseyerek eser vermiştir. Örneğin Sultan II. Mahmud (h. 1808-1839) Mustafa Rakım üslubunda yazarken, oğlu Sultan Abdülmecid (h. 1839-1861) babasından farklı olarak, Mahmud Celaleddin üslubunu benimsemiştir.
Hattat, levhasında sekiz satır düzeninde Türkçe bir manzume yazmıştır:
Ey gönül itme gurûr dünyâ fenâdır âkıbet
Kâm-yâb olsan cihânda, yine hicrân âkıbet
Çün fenâdır gam u endîş itmeye mûcib nedir
Şâdu hurrem hem gam u mihnet yegândır âkıbet
Gel tevekkül köşesinde ey gönül, kıl vahdeti
Görelim, Allah ne derse pür-keremdir âkıbet
Sal keşti-yi umûrı bahr-i tevekküle
Aç bâd-bân himmeti; yan gel de seyre bakIlluminations: Altın zeminli koltuklar, levhanın yazıldığı dönemin natüralist üslubunda birer laleyle süslenmiştir. İç pervazın zencerekli bezemesi ve dış pervazın halkâr tezhibi, Rikkat Kunt’a (ö. 1986) atfedilir.Measurements: 53,5 x 41,5 cmScript: Celi sülüs
Mavi renkli aharlı kâğıt üzerine dört satır Türkçe beyit yazılmıştır. Talik hatla kaleme alınmıştır. Başka süsleme yoktur.Measurements: 19,5 x 14,5 cmScript: Talik
Vakfiyede, Sultan III. Osman döneminin (h. 1754-57) Darü's-saade ağalarından Hacı Ahmed Ağa'nın Kahire'de yaptırdığı okul ve sebilhanenin giderini karşılamak üzere, o tarihlerde Osmanlı Devleti sınırları içinde bulunan Mısır'da Kahire'ye bağlı Mansura, Garbiye ve Kalyub vilayetlerinde vakfettiği mallarına ait gelirlerin kullanım alanları belirlenmektedir. Sultan III. Osman'a edilen Arapça dualarla başlayan metin, Türkçe devam eder ve Ahmed Ağa hakkında bilgiler verilerek vakfın içeriği ayrıntılarıyla anlatılır. Metnin sonunda şahitlerin isimleri ve görevleri verilir.Binding: Eserin siyah deri üzerine soğuk baskıyla yapılmış cildi özgün değildir.Illuminations: Vakfiye, kubbevari haşiyeli bir unvan tezhibiyle başlar. İlk iki yaprağının sayfa kenarları halkâri, satır araları altın yaldızlıdır. Halkâri bezeme, murakkaalarda yazı ve resimlerin çevresini, kitapların kimi zaman ilk veya son sayfalarını, kimi zaman ise tüm sayfaların kenarlarını bezeyen, sulandırılmış altının bir fırça yardımıyla sürüldüğü bitkisel süslerdir. Vakfiyenin unvan tezhibi ve halkarileri, 1750'lerde yaşamış usta bir sanatkârının elinden çıkmış olmalıdır.Measurements: 30,7 x 19 cm; 16 yaprak, sayfada 11 satırScript: Nesih