Amasyalı Şeyh Hamdullah, hüsnühattı Hayreddin Mar'aşî'den (ö. 1471) öğrenmiştir. Şehzadeliğinde meşk dersi verdiği Sultan II. Bayezid'in (s.1481-1512) tahta çıkması üzerine, onun isteğiyle İstanbul'a gelmiş ve sarayın hat hocası olmuştur. Şeyh'in tek sayfa yazıları ve kıt'aları, yazıldıkları dönemden itibaren murakkaalar içinde özenle korunmuştur. Bu körüklü murakkaanın üç kıtası bir satır sülüs ve üç satır nesih, son kıtası bir satır sülüs ve dört satır nesih düzenindedir. Şeyh Hamdullah, dört kıt'asına, Hz. Muhammed'in ahiret, iyilik ve kötülük ile ilgili hadislerini yazmıştır.Illuminations: Kıt'alar, ebrulu kâğıtlar ile vassalelenmiştir.Measurements: 21,6 x 14,6 cmScript: Sülüs; Nesih
Hattat Mustafa İzzet kazaskerlik görevinde bulunmuş, dolayısıyla bu unvanıyla tanınmıştır. Mustafa Vasıf'tan (ö. 1853) aklam-ı sitte, Yesarizade Mustafa İzzet'den (ö. 1849) talik dersleri almış, sarayda yazı hocalığı yapmıştır. Kazasker Mustafa İzzet bu murakkayı oluşturan kıt'alara, Muhammed b. Said el-Busirî’nin (ö. 1296?) Arapça kaleme aldığı Kasidetü'l-Bürde adlı, Hz. Muhammed'i öven şiirinden beyitler yazmıştır. Yirmi üç kıt'adan oluşan bu körüklü murakkanın kıt'aları iki satır sülüs, iki satır nesih düzenindedir.Binding: Murakkaanın yeşil deriden özgün cildinin dış kapaklarının ortasına baskıyla Sultan Abdülmecid (h. 1839-1861) tuğrası basılmış, pervazına altın çiçekli süsler yapılmıştır.Illuminations: Nesih satırların yanındaki koltuklar, lacivert, kırmızı ve altın zemin üzerine rumili ve çiçekli kıvrım dallarla süslenmiştir. Yazı alanı tezhipli pervazlıdır. Yeşil kâğıtla vassalelenmiş olan kıt'aların yüzeyi zerefşanlıdır. Kıt'alardan önceki iki ve sonraki üç sayfa, çiçekli, irice buketlerle süslenmiştir.Measurements: 26.3 x 18.8 x 4.8 cmScript: Sülüs; Nesih
Her sayfada 9 satır nesih hatla yazılmıştır. Yazı etrafları boş, cedvel ve duraklar altındır.Binding: Ortasında gömme şemse bulunan cild siyah renkli deriden yapılmıştır.Measurements: 15.6 x 20.7 x 0.8 cm
Hattat Mehmed Esad, solak manasına gelen yesari lakabı ile anılmıştır. Osmanlı ta'lik üslubunu oluşturduğu kabul edilir. Sultan III. Mustafa (s. 1757-74) döneminden itibaren Saray'da hüsnühat hat hocası olan hattat, Sultan III. Selim'in de (s. 1789-1807) desteğini kazanmıştır. Oğlu Yesarizade Mustafa İzzet (ö. 1849) ve Arabzade Sadullah (ö.1843) onun öğrencilerindendir. Bu murakka da, ta'lik yazı öğretimi için hazırlanmış, harf birleşmelerini gösteren müfredat meşkidir. Meşkin sonuna hattat "Mademki müfretlerden (yalın harfler) kurtuldun, mürekkebler (bitişik harfler) meşkinin vakti geldi" anlamına gelen Farsça beyitler yazmıştır. Kasıtlı olarak sulu bir mürekkeple yazarak, öğrencisinin kamış kalemin ve mürekkebin hareketlerini görmesini sağlayan hattat, satır aralarına da adet olduğu üzere sa'y - çalış anlamına gelen parafları atmayı ihmal etmemiştir.Binding: Yekşah tarzında kırmızı ve siyah ciltIlluminations: Krem renkli yazı kâğıtları, mavi ve pembe tonlarında renkli kalın kâğıtlarla vassalelenmiştir.Measurements: 35 x 22 cm; 12 kıt'aScript: Talik
Müsenna levhalarda, tam ortadan geçen hayali bir dikey çizginin ayırdığı sol taraf, sağ tarafın yansımasıdır. Ayna etkisi yaratan bu levhalarda hattatlar sağ tarafa istifli kompozisyonu yerleştirir, sol tarafa da bu kompozisyonun yansımasını resmederler. Zorlukla okunabilen bu levhalarda amaç göze güzel görünen, simetrik ve dengeli kompozisyonlar yaratmaktır. Bu levhalarda özellikle celi sülüs hat tercih edilir. Mehmed Şefik, levhasında, "Benim ve âlemlerin Rabbi olan Allah’tan başka ilah yoktur" anlamındaki Arapça, "Lâ ilâhe illallâhu huva rabbî ve rabbu'l-âlemîn" sözlerini yazmıştır.Illuminations: Altınlı cetvelin dışı, Türk rokokosu olarak adlandırılan üslupta bezelidir.Measurements: 62 x 51,5 cmScript: Celi sülüs
Son dönem Osmanlı hüsnühat sanatının önde gelen hattatlarından, hattatlığının yanı sıra tuğrakeşliğiyle de bilinen Sami Efendi, yaşadığı dönemin sultanlarından Abdülaziz (h. 1861-1876), II. Abdülhamid (h. 1876-1909) ve Mehmed Reşad'ın (h. 1909-1918) tuğralarını çekmiştir. Bu levha, Sultan II. Abdülhamid'in Sami Efendi'nin çektiği tuğrasının kalıbından hazırlanmıştır. Sultanın alameti sayılan tuğra, sanatlı olarak levha halinde hazırlanıp duvarlara asılıyordu.Illuminations: Osmanlı hat sanatında, Mustafa Rakım'ın (ö. 1826) Sultan II. Mahmud'un (h. 1808-1839) tuğrasını düzenlemesinin ardından, özellikle son dönemde kusursuz kompozisyonlara dönüşen tuğra levhaların bu örneği siyah kalın kâğıt üzerine altınla yapılmıştır. Tuğranın sağ üst köşesinde, 19. yüzyılın Batı etkisindeki tezhip anlayışında bir çiçek buketi vardır. Kompozisyonu çevreleyen altınlı cetvelin dışındaki pervazın dört köşesi ve kenarları kıvrımlı dallarla bezenmiştir.Measurements: 85 x 100 cm
Sultan II. Bayezid'in (h. 1481-1512) altın tuğrasını taşıyan Arapça kaleme alınmış vakfiye, Kemal el-Gûrânî el-Muftî'nin oğlu Mevlana Şemseddin'in Bursa ve Kostantiniyye'deki taşınır ve taşınmaz vakıflarıyla ilgilidir. Burs kalesi içinde bahçe, Kostantiniyye'de okullar ve konaklar ile Galata'da on odalı konak, okul ve bir ev vakfedilen taşınmazların bazılarıdır. Mevlana Şemseddin ayrıca Bursa'da Bursa ve merhum Emir Seyyid camilerine, Ayasofya'ya, merhum Mahmud Paşa imaretine, Büyük Yeni Cami'ye Kuran ve rahle koydurmuştur. Vakfedilenler listesinin sonuna mülklerden elde edilecek gelirin nasıl ve hangi şartlarda kullanılacağı belirtilmiş ve 21 şahidin ismi yazılmıştır.Measurements: 5,48 x 28,5 cm; 195 satırScript: Tevki
Bazı hattatlar bir ibareyi farklı hat üsluplarında, sağdan ve soldan okunacak şekilde simetrik, bir aynadan yansıyor gibi, biri diğerinin tersi olacak şekilde yazarak hüsnühat örnekleri hazırlamışlardır. Müsenna veya aynalı yazı diye anılan bu tarzda, çeşitli boylarda kâğıt veya cam üzerine, renk renk boyalarla kutsal isimler, veciz sözler, ayetler yazılmış ve çeşit çeşit çiçekle süslenmiştir. Buradaki örnek kâğıt üzerine siyah mürekkeple çalışılmıştır. Levhanın üst kısmında tam ortada, içinde Maşallah ibaresi yazılı armudi bir madalyon asılıdır. Madalyonun hemen altında aynalı olarak celi hatla Muhammed ismi yer alır. İsmi oluşturan harflerin içinde gubari hatla Âyetü'l-Kürsî (Bakara: 255) tekrarlanmaktadır. Levhanın ortasına celi sülüsle aynalı olarak "Ali" yazılmış, bu ismi oluşturan harflerin içine gubari hatla sağda ve solda Fetih, Nebe, Burûc, Târık, Fil, Kureyş, Mâûn, Nasr, Yâsin sureleri ile Sâffât suresinden ayetler yazılmıştır. Altta, baklava biçiminde tasarlanmış, sağlı sollu üst üste duran her iki nokta işaretinin içine Âyetü'l-Kürsî yazılmış, "ayn" harfinin içine de bir buket yerleştirilmiştir. Levhanın sağında ve solunda Allah'ın isimlerinden "Ya Mennan", "Ya Deyyan", "Ya Burhan" aynalı olarak, adeta bir insan yüzü izlenimi verecek tarzda tasarlanmıştır. Celi "lâm" harflerinin arasına ise yine Allah'ın isimlerinden "Ya Hannan", "Ya Sübhan" aynalı tarzda yazılarak diğer üç ibare gibi düzenlenmiştir. Levhanın alt kısmına Hac suresi 27. ayetin son kısmı min külli feccin amîk (uzak yollardan) sözü aynalı yazılmış, harflerin içi ve üzeri dal ve çiçeklerle süslenmiştir.Measurements: 80 x 59 cmScript: Gubari; Sülüs; Nesih; Thuluth; Naskhī
Sultan II. Mehmed (h. 1444-1446; 1451-1481) tuğralıdır. Sultanın altınla çekilmiş tuğrasını taşıyan belge Arapça kaleme alınmıştır. İskilip kazasındaki bazı arazilerden elde edilen vakıf gelirlerinin nasıl kullanılacağıyla ilgili şartları içeren belgenin alt bölümüne rıka hatla tanıkların isimleri de yazılmıştır.Measurements: 53.5 x 50.5 cmScript: Nesih
İslam hukukunda vakıf, bir malı kamu yararına Allah'ın mülkü hükmüne koyarak üstündeki mülkiyet hakkını kaldırmak ve belirli ve hayırlı bir gayeye tahsis etmek anlamına gelir. Vakfiye, vakfedilen malın niteliklerini ve vakfedilme koşullarını açıklayan, vakfın yasal dayanağını oluşturan belgedir. Vakfın nasıl yönetileceği, yapılacak harcamaların kontrolü, vakıf için çalışacak personelin durumu ve ücret sistemi, vakıf gelirleri gibi konulara açıklık getirir. Gelecekte yaşanabilecek sorunların çözümü için alınacak temel kaynak, vakfiyenin kendisidir. Vakfiye, kadı ve şahitler tarafından imzalanır. Bu vakfiye, Osmanlı tarihinin erken dönemlerinden günümüze ulaşmış tuğralı vakfiyelerden olması nedeniyle özellikle önemlidir. Çelebi Mehmed olarak bilinen Sultan I. Mehmed'in tahta çıkışından iki yıl öncesine tarihli olan vakfiye bu dönemden günümüze ulaşmış nadir belgelerdendir. Arapça yazılmış olan vakfiye, Ömer Bey'e annesinden intikal etmiş olan yaylağın sınırlarının belirlenerek vakfedilmesi hakkındadır. Bu vakfiyenin hat karakteri olan divani, Osmanlı Devleti'nde resmi yazışmalarda kullanılan yazı tipidir. Bu nedenle "divana ait" anlamına gelen divani adını almıştır.Measurements: 157 x 28 cmScript: Divani; Dīwānī
Tek sayfada üç satır sülüs hatla Arapça beyitler yazılmıştır. Sarı renkli âharlı kağıt üzerine kaleme alınmıştır. Sülüs satırların altında tek satır nesih hatla ketebe yer alır. Hiçbir süsleme görülmemektedir.Measurements: 23 x 14 cmScript: Sülüs
Oniki satır halinde her satırda iki mısra olmak üzere nesih hatla yazılmıştır. Sayfa açık mavi renkli kâğıda yapıştırılmıştır. Altın cedvel çekilmiştir.Measurements: 20.5 x 27 cmScript: Nesih
On satır tek yaprak üzerine harekeli nesih hatla Hadis-i Şerif yazılmıştır.Illuminations: Satır araları beyresüttur tarzda süslenmiştir. Duraklar altındır. Sayfanın üst sağ ve solunda ve alt solunda birer pembe-mor çiçek motifi bulunmaktadır.Measurements: 13,5 x 19 cmScript: Nesih
Sultan II. Mahmud, I. Abdülhamid'in (h. 1774-1789) oğludur, amcası III. Selim'in (h. 1789-1807) himayesinde yetişmiştir. Şehzadeliğinde Kebecizade Mehmed Vasfi Efendi'den (ö. 1831) sülüs ve nesih yazılarını meşk ederek 1807'de icazet almıştır. Tahta çıktıktan sonra dönemin meşhur hattatı Mustafa Rakım'dan (ö. 1826) celi sülüs dersleri almaya başlamıştır. Hocası Mustafa Rakım'ın üslubunda yazdığı celi sülüs levhalar, üstat hattatın tashihinden de geçmiş olmalıdır. "Başarım ancak Allah'tandır" anlamına gelen "ve mâ tevfîkî illâ billâh" ayetindeki (Hud: 88) harflerin idealleştirilmiş ölçüleri ve kompozisyon dengesi, Mustafa Rakım üslubunun Sultan II. Mahmud üzerindeki etkisini yansıtmaktadır.Measurements: 53.7 x 86.6 cmScript: Celi sülüs
19. yüzyılda celi sülüs ve celi talik hatla yazdığı levhalarıyla ün kazanmış olan Sami Efendi, celi sülüsle iki satır halinde "Şüphesiz inkâr edenler Zikr'i (Kuran'ı) duydukları zaman neredeyse seni gözleriyle devirecekler. (Senin için) 'Hiç şüphe yok o bir delidir' diyorlar" anlamındaki âyeti (Kalem: 51) yazmıştır.Illuminations: Sami Efendi'nin yazdığı kalıptan zer-endûd hazırlanmış olan levhanın iki satırını, zarif saz yapraklarıyla bezenmiş bir cetvel ayırmakta, yazı alanını ise altınlı bir cetvel çevrelemektedir. Cetvelin dışındaki pervaz, üzüm salkımları ve başak demetlerine dolanan kurdeleli şeritlerle süslüdür.Measurements: 50,5 x 74 cmScript: Celi sülüs
Yazı kalıplarını Sami Efendi'nin hazırladığı levhada, kahverengi zemin üzerine altın mürekkeple "Başarıya ulaştıran Allah'tır" anlamındaki Allâhu veliyyu't-tevfîk ibaresi vardır. İbarenin ortasındaki uzatılmış "y" harfinin oluşturduğu büyük çanak içinde, "O ne güzel bir Mevlâ ve ne güzel bir dosttur" anlamına gelen Ni'me'l-mevlâ ve ni'me'r-rafîk sözleri istiflenmiştir.Illuminations: Altınlı cetvelin dışındaki pervazın altınlı, geometrik tezhibini müzehhip Bahaddin Tokatlıoğlu (ö. 1939) yapmış olmalıdır.Measurements: 60.5 x 126.5 cmScript: Celi sülüs
Son dönem Osmanlı hattatlarından İsmail Hakkı Altunbezer, Sanayi-i Nefise'nin resim bölümünden mezun olmuştur. Divan-ı Humayun kaleminde çalışırken Sami Efendi'den (ö. 1912) divani, celi divani, celi sülüs yazılarını ve tuğra çekmesini öğrenerek Babıâli'de birinci tuğrakeş mertebesine yükselmiştir. Divan-ı Humayun'dan çıkan belgelerdeki tuğraları çeken İsmail Hakkı Altunbezer, bu belgelerin divani ve celi divani yazılarını da yazmıştır. Medresetü'l-Hattatin'de tuğra ve celi sülüs dersleri vermiş, 1928 Harf Devrimi'nin ardından tezhip dersleri vermeye başlamıştır. Nitekim soyadı kanunu ile aldığı Altunbezer soyadı da, onun müzehhiplik yanına gönderme yapmaktadır. Müsenna levhalarda, tam ortadan geçen hayali bir dikey çizginin ayırdığı sol taraf, sağ tarafın yansımasıdır. Ayna etkisi yaratan bu levhalarda hattatlar genellikle sağ tarafa istifli kompozisyonu yerleştirir ve sol tarafa da bu kompozisyonun yansımasını resmederler. Altunbezer'in yazdığı kalıptan zer-endûd hazırlanmış olan bu müsenna levhada, Kuran'da birkaç surede geçen Ve huva bi kulli şey'in alîm (O, her şeyi hakkıyla bilendir) ayeti yazılıdır (Nisa: 32, Nur: 64, Hucurat: 16, Ankebut: 62).Illuminations: Kompozisyonun içine yerleştirildiği madalyonun çevresini dolanan şeridin içi sarmal rumili dallarla, dışı ise rumili ve çiçekli kıvrımlarla tezhiplidir. Levhanın tezhipleri de hattatın elinden çıkmış olmalıdır.Measurements: 70 x 70 cmScript: Celi sülüs
Mehmed Recai, Sultan Abdülmecid (h. 1839-1861) ve Abdülaziz (h. 1861-1876) dönemlerinde, üst düzey devlet görevlerinde bulunmuştur. Bu levhasını, Bosna ve İşkodra vilayetleri kapı kethüdalığı görevi sırasında yazmış olmalıdır. Koyu mor zemin üzerine zer-endûd olarak hazırlanmış levhaya "Ali" adının aynalı ve zülfikârlı yazılmasıyla oluşan kompozisyon hâkimdir. Karşılıklı bakan "ayın" harflerinin arasındaki dairesel istifin içinde "Hasan-Hüseyin-Fatimetü'z-zehrâ, Allah onlardan razı olsun" üzerinde ise "Ya Hazret-i Hünkâr Hacı Bektaş-ı Velî, Allah yüce sırrını mukaddes kılsın" anlamına gelen Arapça ibareler yer alır. Bu ana kompozisyonun iki yanındaki boşluklara, yukarıdan aşağıya doğru, sağda "Allah yüzünü şerefli kılsın" (Kerramallâhu vechehu); solda "Allah ondan razı olsun" (ve radiyallâhu te'âlâ anhu) sözleri yazılmıştır.Illuminations: Kalınca pervaz, birbirine dolanmış altınlı çiçek buketleri ve siyah kurdeleler, köşelerde yıldız çiçekleriyle bezenmiştir.Measurements: 90.2 x 97.3 cmScript: Celi sülüs
Hattat Mustafa İzzet, Yesari Mehmed Esad Efendi'nin (ö. 1798) oğludur; talik hattı babasından meşk edip icazet almıştır. Bu levhada, Hz. Muhammed'in "Sultan, Allah'ın yeryüzündeki gölgesidir. Kim ona ikram ederse Allah da kendisine ikram eder. Kim onu küçük düşürürse, Allah da onu küçük düşürür" anlamına gelen hadisi, hattatın üç satır halinde yazdığı kalıptan, koyu ve parlak mavi kalın kâğıt üzerine zer-endûd hazırlanmıştır. Levha, büyük bir kıt'a formundadır. Üstteki uzunca tek satırın altındaki iki satır daha kısa tutulmuş ve iki yanda kalan dikey koltuklar üçe bölünmüştür. Sağdaki koltukta "Resulullah -Allah onu rahmetiyle kuşatsın- şöyle buyurmuştur" ibaresi yazılıdır.Illuminations: Levhanın pervaz kenarları altınlı yapraklı dallarla, pervazın köşeleri ise altı kollu yıldız motifleriyle süslüdür.Measurements: 41 x 54 cmScript: Celi talik
19. yüzyılın ünlü celi sülüs hattatlarından biri olan Mahmud Celaleddin, kendisinden önceki ünlü hattatların yazılarını kopya ederek kendi üslubuna ulaşmış nadir hattatlardan biridir. Bu levha, Mahmud Celaleddin’in Arapça bir manzumeyi dört satır düzeninde yazdığı kalıptan parlak mavi zemin üzerine zer-endûd hazırlanmıştır. Metin, "Bütün işlerimde tevekkülüm Allah'adır. Beş kişinin; (Hz.) Muhammed, iki torunu (Hasan-Hüseyin), sonra (Hz.) Fatıma ve (Hz.) Ali'nin yüzü suyu hürmetine niyaz ederim" anlamındadır.Illuminations: Yazı alanını çevreleyen altınlı cetvel satır aralarını da ayırmaktadır. Cetvelin dışı 20. yüzyılda halkâr bezenmiştir.Measurements: 63.5 x 55 cmScript: Celi sülüs
19. yüzyılın tanınmış celi sülüs ve celi talik hattatı olarak kabul gören Sami Efendi'nin tekkelerde tarikatın pirinin adının yazılarak duvara asılması âdetinden yola çıkarak kalıplarını hazırladığı levhada "Yâ Hazreti Mevlana" ibaresi yer alır. Yazı kompozisyonun ortasına denk gelen "te" harfinin üzerine "Kuddise surruhu'l-azîz" (Yüce sırrı mukaddes olsun) sözleri yerleştirilmiştir.Illuminations: Koyu ve parlak mavi zemin üzerine zer-endûd olarak hazırlanmış olan levha, müzehhip Bahaddin Tokatlıoğlu'nun (ö. 1939) elinden çıkmış olmalıdır. Yazıyı çevreleyen altın cetvelin dışındaki geniş pervaz, rumili altın kıvrım dallarla bezelidir. Levhanın özgün ahşap çerçevesi, zeytin dallarından yapılmış bir çelengin ortasındaki yastığın üzerine yerleştirilmiş destarlı mevlevi sikkesiyle süslenmiştir.Measurements: 47.5 x 94.5 cmScript: Celi talik
Sami Efendi, 19. yüzyılın tanınmış celi sülüs ve celi talik hattatıdır. 1853'ten itibaren önemli devlet görevlerinde bulunmuş, güzel yazısıyla öne çıkmıştır. Döneminin meşhur hocalarıyla çalışarak hüsnühat sanatında ilerlemiştir. İsmail Zühdî (ö. 1806) ve Mustafa Rakım'ın (ö. 1826) sülüs hat üsluplarını, Yesarizade'nin talik hat üslubunu benimseyerek kendi üslubunu yaratmıştır. Sami Efendi, sarayın hüsnühat hocalığı görevinde de bulunmuştur. Son dönem hattatlarından Nazif Bey (ö. 1913), Hasan Rıza (ö. 1920), Mehmed Hulusi Yazgan (ö. 1940), Necmeddin Okyay (ö. 1976), Kâmil Akdik, İsmail Hakkı Altunbezer'e hat meşkettirmiş, 20. yüzyılın meşhur hattatlarını yetiştirmiştir. Sami Efendi'nin öğrencileri, 1914’te açılan Medresetü'l Hattatin'in hocaları olmuştur. Hattat, bu levhasında Kelime-i Tevhid'i yazmış, üzerine "Allah hû" ibaresini yerleştirmiştir.Illuminations: Kompozisyonun üst köşelerindeki boşluklar saz yaprakları ve uzun saplı çiçeklerden oluşan buketlerle süslenmiştir. Altın cetvelin dışındaki pervaz birbirine dolanan saz yaprakları ve çiçekli dallarla bezelidir.Measurements: 52,5 x 93,5 cmScript: Celi sülüs
Sami Efendi'nin Yesarizade'nin (ö. 1849) talik üslubundan geliştirdiği celi talik levhaların bir örneği bu eserdir. Zer-endûd levhada Hz. Muhammed'in "Çalışıp kazanan Allah'ın dostudur" anlamındaki hadisi yazılıdır.Illuminations: Kompozisyonu çevreleyen altınlı cetvelin dışındaki pervazın dört köşesi ve uzun kenarların ortaları geometrik ve bitkisel motiflerle bezelidir. Levhayı siyah zemin üzerine zer-endûd olarak hazırlayan ve tezhipleyen, hattatın birlikte çalışmayı tercih ettiği, son dönemin ünlü müzehhibi Bahaddin Tokatlıoğlu (ö. 1939) olmalıdır.Measurements: 49 x 116 cmScript: Celi talik
Mustafa Rakım, Osmanlı hüsnühat sanatında celi denen büyük boyutlu yazının gelişimini sağlayan, döneminin en önemli hattatlardandır. Sultan III. Mustafa (h. 1757-1774) tarafından sarayın hüsnühat hocalığına getirilmiş olan ağabeyi hattat İsmail Zühdî (ö. 1806) tarafından yetiştirilmiştir. İcazetini 1769'da ağabeyinden aldıktan sonra, yazı yazan anlamına gelen "Rakım" lakabını kullanmıştır. Mustafa Rakım'ın Sultan III. Selim'in (h. 1789-1807) bir portresini yaptığı, sultanın bu portreyi beğenmesi üzerine Rakım'a önce müderrislik payesi, ardından sikke ressamlığı ve tuğrakeşlik görevleri verildiği rivayet edilir. Sarayda şehzadelere hüsnühat dersleri veren Mustafa Rakım, Sultan II. Mahmud'un da (h. 1808-1839) yazı hocasıydı. Bu zer-endûd levhada "Allah'tan başka ilah yoktur. O, benim ve âlemlerin rabbidir. Hz. Muhammed peygamberimdir. Salât ve selam üzerine olsun" ibaresi iki farklı kalınlıktaki celi sülüs ile istifli yazılmıştır. Bu tasarım, hattatın celi sülüs yazının farklı kalınlıklardaki uygulamalarında da üstat olduğunu göstermektedir. Mustafa Rakım, celi sülüs harflerde ideal ölçüye ulaşmış ve bu harflerin istifinde estetik ve denge sağlamıştır.Measurements: 48 x 58 cmScript: Celi sülüs
Sami Efendi talik hat icazetini Yesarizade'nin (ö. 1849) öğrencilerinden Kıbrısîzade İsmail Hakkı'dan (ö. 1862) almış, Yesarizade'nin üslubunu celi talik levhalarına taşımıştır. Bu zer-endûd levhanın celi talik hat kalıpları Sami Efendi tarafından hazırlanmış, "Yâ Hazret-i pir Seyyid Abdülkadir Geylanî" ibaresi yazılmış, ortadaki "Seyyid" kelimesinin üzerine Kaddese'llâhu sirrahu'l-'aziz (Allah onun yüce sırrını mukaddes kılsın) ibaresi istiflenmiştir. Sami Efendi'nin yazı kalıplarından levhayı hazırlayan ve pervazını tezhipleyen, son dönemin ünlü müzehhibi Bahaddin Tokatlıoğlu (ö. 1939) olmalıdır.Measurements: 54 x 179 cmScript: Celi talik
Sultan II. Mahmud, I. Abdülhamid’in (h. 1774-1789) oğludur, amcası III. Selim’in (h. 1789-1807) himayesinde yetişmiştir. Şehzadeliğinde Kebecizade Mehmed Vasfi Efendi’den (ö. 1831) sülüs ve nesih yazılarını meşk ederek 1807’de icazet almıştır. Tahta çıktıktan sonra dönemin meşhur hattatı Mustafa Rakım’dan (ö. 1826) celi sülüs dersleri almaya başlamıştır. Hocası Mustafa Rakım’ın üslubunda yazdığı celi sülüs levhalar veya taşa aktarılan yazıları, üstat hattatın tashihinden de geçmiş olmalıdır. Bu eserlerden biri, sergide yer alan siyah zemin üzerine zer-endûd levhadır. Sultan’ın yazdığı manzumenin ilk üç mısrası Türkçe, Zümer suresinden (39/73) ayetlerin geçtiği son mısra ise Arapça’dır:
Ol resûl-i müctebâ hem rahmeten li’l-âlemîn
Bende medfundur deyu eflâke fahr eyler zemîn
Ravzasın edüp ziyaret dedi Cebrîl-i emîn
“Hâzihî cennâtü adnin fedhulûhâ hâlidîn”
O, seçkin peygamberdir; aynı zamanda âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir
O peygamber kendisinde medfundur diyerek yeryüzü göklere karşı övünmektedir
Cebrail-i emîn Hz. Peygamber’in mübarek ravzasını ziyaret ettiğinde şöyle demiştir:
“Burası Adn cennetleridir. Ebedî olarak içinde kalmak üzere haydi girin oraya”
Harflerin idealleştirilmiş ölçüleri ve kompozisyon dengesi, Mustafa Rakım üslubunun Sultan II. Mahmud üzerindeki etkisini yansıtmaktadır.Illuminations: Satırların araları, altın ile yapılmış, çiçekli ve yapraklı, uzunca dallarla tezhiplenmiştir.Measurements: 54,6 x 48,7 cmScript: Celi sülüs
Sakız Adası’nda doğan hattat Abdülfettah, Serasker Hüsrev Paşa’nın (ö. 1855) himayesinde İstanbul’da eğitim görmüş ve önemli devlet görevlerinde bulunmuştur. Bilindiği kadarıyla Sultan Abdülmecid’in (h. 1839-1861) desteklediği hattat İstanbul, Bursa, Edirne, Şam ve Girit’in önemli mimari yapıları için celi yazılar yazmıştır. Sultan Abdülmecid tarafından, Mehmed Şefik (ö. 1880) ile birlikte, 1854’deki depremde zarar gören Bursa Ulu Cami’nin kitabelerinin onarımı için de görevlendirilmiştir. Bu levhasında, Araf suresinden bir ayet (7/54) yazmıştır: Ve’ş-şemse ve’l-kamera ve’n-nücûme müsehharâtin biemrihi elâ lehü’l-halku ve’l-emrü tebârekallâhu rabbü’l-âlemîn.(“Güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi olarak yaratan Allah'tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O'na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın şanı yücedir.”).Measurements: 32,5 x 83,4 cmScript: Celi sülüs
Hattat Mustafa İzzet kazaskerlik görevinde bulunmuş, dolayısıyla bu unvanıyla tanınmıştır. Mustafa Vasıf’tan (ö. 1853) aklam-ı sitte, Yesarizade Mustafa İzzet’den (ö. 1849) talik dersleri alarak yetkinleşmiş, sarayda şehzadelere yazı hocalığı yapmıştır. Hattat bu levhasında, Hadîd suresinden bir ayet yazmıştır (57/3): Huve’l-evvelu ve’l-âhiru ve’z-zâhiru ve’l-bâtınu ve huve bikulli şey’in alîm. Hattat, “O, ilk ve sondur, zâhir ve bâtındır.” ibaresini tek bir satıra yazmış, “O her şeyi bilendir.”ayetini ise satırın sonuna bir istif halinde yerleştirmiştir.Illuminations: Yazının dışındaki enli pervaz, Türk rokokosu adı verilen üslupta bezenmiştir.Measurements: 38,5 x 89,5 cmScript: Celi sülüs
Murakka, seçilmiş metinlerin yazı alıştırmasının yapıldığı bir mürekkebat meşkidir. Kâğıtlar açık yeşil ve pembe tonlarda ebrulu; turuncu, yeşil, sarı kâğıtlarla vassalelidir. Bu renkli kâğıtlar ile yazı alanlarını birleştiren ince altın cetvellerin ortasında renkli ebrulardan kalın bir pervaz vardır. Meşk murakkalarında âdet olduğu üzere herhangi bir bezeme yapılmamıştır. Harfler kırmızı noktalarla ölçülendirilmiştir. Satır aralarında, üsluplaştırılmış sa'y (çalış) işaretleri bulunmaktadır. Hattat, diğer talik hattatlarının da meşk murakkalarında yaptığı gibi, kasıtlı olarak sulu bir mürekkeple yazarak öğrencilerinin kamış kalemin ve mürekkebin hareketlerini görmesini sağlamıştır.Binding: Murakkanın, eski bir kalıp kullanılarak yapılan cildi 20. yüzyılın ilk yarısına tarihlenebilir. Cildin iç kapakları Mustafa Düzgünman'ın (ö. 1990) yaptığı kırmızı gelincik buketli ebru kâğıtlarla kaplıdır.Measurements: 31,6 x 23,2 cm; 24 kıt'aScript: Talik
Sultan II. Abdülhamid'in (h. 1876-1909) şehzadelerine yazı hocalığı yapan son dönemin ünlü hattatlarından Şevki Efendi'nin öğrencileri için yazdığı birçok meşk günümüze ulaşmıştır. Hattat adayları önce müfredat meşklerini, yani harfleri ve heceleri, sonra da mürekkebat meşklerini, yani seçilmiş bazı metinlerden satır düzenini öğrenirlerdi. İki satır sülüs arasındaki iki satır nesih düzeninde yazılan, 13 kıt'adan oluşan bu körüklü murakka da, müfredat ve mürekkebat meşklerini içerir. Hattat, öğrencilerinin işini kolaylaştırmak için harflerini kırmızı mürekkeple noktalayarak ölçülendirmiştir.
Bu murakkanın, "Ey Rabbim işimi kolaylaştır, zorlaştırma ve hayırlı bir sonuca erdir" anlamındaki Rabbi Yessir duası ile başlayan ilk on kıt'ası müfredat meşki, son üç kıt'ası ise alıştırma metinlerini içeren mürekkebat meşkidir.Binding: Murakkanın kahverengi deri cildinin dış kapakları şemseli ve köşebentlidir.Illuminations: Son kıt’anın karşısındaki boş yaprak (8a), kırmızı sümbüllü kahverengi ebru kâğıtla süslenmiş, kıt'aların arka yüzleri uçuk mavi, turuncu ve yeşil renkli ebru kâğıtla kaplanmıştır.Measurements: 16,8 x 25,8 cm; 13 kıt'aScript: Sülüs; Nesih
Ölçülü talim meşklerinde, nokta, çizgi ve işaretler aracılığıyla, harflerin birleşmelerinin boyut ve biçimleri belirlenir ve yazının estetik düzeni kurulur. Hattatların el kıvraklıklarını canlı tutmak için sık sık başvurdukları karalamalar gibi, telim meşkleri de alıştırma ve çalışma amaçlıdır. Üslup sahibi usta hattatlar bu denemelerle ideal harf ve kelime ölçülerine ulaşmanın yollarını arar, kendilerini izleyen genç hattatlara modeller bırakırlar. Abdurrahman Hilmi'nin genç hat öğrencilerine hat talimi yaptırdığı bilinmektedir. Bu meşk de bu derslerde kullanılmış olmalıdır. Harflerin dengeli bir biçimde kâğıdın bütününe yerleştirilmiş olmasından, alıştırma dahi olsa meşklerde bir düzen gözetildiği anlaşılmaktadır.Illuminations: Meşkin yazı boşlukları küçük çiçekler ve yapraklarla bezenmiştir.Measurements: 18.5 x 26 cmScript: Sülüs