Tuğrası "Şah Ahmed b. Mehmed Han el-muzaffer daima" diye okunan belge, İstanbul'da hazırlanmıştır. Beratın metindeki tarihten sonra yazıldığı anlaşılmaktadır. Belgedeki bilgiye göre, sultanın huzuruna gelen Halil isimli şahıs, Ardanuç sancağına bağlı bazı köylerden hakkı olan 16.500 akçelik timarına Ahmed isimli bir başka şahsın müdahale ediyor olmasından şikâyetçi olmuştur. Halil'in şikayeti yerinde bulunarak timarının kendisine verilmesi ve bundan sonra da kimsenin müdahale etmemesi emredilmiştir.Illuminations: Belge altın, siyah ve kırmızı mürekkeple yazılmıştır; kırmızı mürekkeple çekilmiş tuğranın tepesine altınlı, iri bir plamet motifi yerleştirilmiş, tuğra bezenmiştir. Bu bezeme, metin yazıldıktan sonra, geç bir tarihte yapılmış olmalıdır.Measurements: 129,5 x 47 cm; 8 satırScript: Celi divani
Sultan II. Mustafa tuğralıdır. İstanbul’da yazılmış olan ferman, “Şah Mustafa bin Mehmed Han el-muzaffer daima” diye okunan Sultan II. Mustafa tuğrasını taşımaktadır. Belgeye göre, İstanbul’un Üsküdar semtindeki Aziz Mahmud Hüdai tekkesinin yakınında bulunan ve vaktiyle vakfedilmiş olan fırın, küçük ve değirmensiz olduğundan artık rağbet görmemektedir, dolayısıyla geliri azalmıştır. Fırına rağbetin artmasının sağlanması ve fırının idaresinin tekkenin şeyhi Abdülhay Efendi’ye (ö. 1705) verilmesi emredilmektedir.Illuminations: Altınla çekilmiş tuğra tezhiplidir. Tuğranın sol üst tarafına, âdet olduğu üzere sultanın kendi el yazısıyla “Hatt-ı Hümayun” cümlesi, “Gereği yapılsın” anlamına gelen “Mucibince amel oluna” yazılmış ve etrafına unvan tezhibi yapılmıştır.Measurements: 56,6 x 30,2 cm; 10 satırScript: Divani; Dīwānī
Murakka, seçilmiş metinlerin yazı alıştırmasının yapıldığı bir mürekkebat meşkidir. Kâğıtlar açık yeşil ve pembe tonlarda ebrulu; turuncu, yeşil, sarı kâğıtlarla vassalelidir. Bu renkli kâğıtlar ile yazı alanlarını birleştiren ince altın cetvellerin ortasında renkli ebrulardan kalın bir pervaz vardır. Meşk murakkalarında âdet olduğu üzere herhangi bir bezeme yapılmamıştır. Harfler kırmızı noktalarla ölçülendirilmiştir. Satır aralarında, üsluplaştırılmış sa'y (çalış) işaretleri bulunmaktadır. Hattat, diğer talik hattatlarının da meşk murakkalarında yaptığı gibi, kasıtlı olarak sulu bir mürekkeple yazarak öğrencilerinin kamış kalemin ve mürekkebin hareketlerini görmesini sağlamıştır.Binding: Murakkanın, eski bir kalıp kullanılarak yapılan cildi 20. yüzyılın ilk yarısına tarihlenebilir. Cildin iç kapakları Mustafa Düzgünman'ın (ö. 1990) yaptığı kırmızı gelincik buketli ebru kâğıtlarla kaplıdır.Measurements: 31,6 x 23,2 cm; 24 kıt'aScript: Talik
Sultan II. Süleyman tuğralıdır. Belgedeki bilgiye göre, Paşa sancağının Demirhisar kazasına bağlı, diğer ismi Hacıbeyli olan İsmokoç köyü önceden Ohri sancağının bir parçası olup, Sultan II. Bayezid (h. 1481-1512) tarafından Ohri Sancağı Beyi Mustafa’ya mülk olarak verilmiştir. Mustafa’nın ölümü üzerine köy oğlu Mehmed'e intikal etmiş, Mehmed de oğlu Kasım'a mülk olarak vermiştir. Kasım köyü Veziriazam Sokollu Mehmed Paşa'ya satmıştır. İstanbul kadısı bu satışla ilgili, adı geçen yerlerin gelirleri paşaya ait olmak ve vergilerden muaf olmak üzere, Sultan II. Selim (h. 1566-1574) döneminde bir mülkname düzenlemiştir. Sultan II. Süleyman da bu beratlara istinaden temliknameyi yenilemiş ve bu beratla arazinin Sokollu Mehmed Paşa'nın nesline ait olduğunu onaylamıştır. Belgenin metninin ilk satırı altınla, diğer satırları siyah mürekkeple yazılmıştır.Illuminations: Satırların üzerlerine belirli aralıklarla zer-nişan denen altın noktalar yerleştirilmiştir. Tuğra tezhiplidir.Measurements: 134 x 43 cm; 9 satırScript: Celi divani
Sultan II. Ahmed tuğralıdır. Halep kadısına hitaben yazılmış olan fermana göre, Halep'in gayrimüslim halkı İstanbul'a arzuhal yazarak üzerlerine düşen tüm vergileri görevli memura verdikleri halde kendilerinden başka isimlerle vergiler alınmaya devam edilmesinden şikâyet edip bu durumun engellenmesini istemektedir. Kayıtlar incelendiğinde halkın şikâyetleri yerinde bulunmuş, buradaki fermanla kendilerinden kanunlara aykırı olarak hiçbir verginin toplanmaması emredilmiştir. Belgenin metninin satırları siyah mürekkeple yazılmıştır.Illuminations: Satırların üzerlerine belirli aralıklarla zer-nişan denen altın noktalar yerleştirilmiştir. Altınlı tuğranın üzerindeki, yukarı doğru daralan bezeme alanının içi altın ve lacivert kıvrımlı dallarla bezelidir. Tuğranın üstüne, âdet olduğu üzere sultanın kendi el yazısıyla “Hatt-ı Hümayun” cümlesi “Mucibince amel oluna” yazılmış ve etrafına unvan tezhibi yapılmıştır.Measurements: 72,7 x 31,2 cm; 15 satırScript: Divani
Kıt’a, bir satır sülüs, beş satır nesih düzenindedir. Sülüs satırda “Kim Allah’a iman etmişse O’na sığınsın; kim O’na güvenirse Allah o kimseyi zengin eder” sözleri yazılıdır. Nesih satırlarda ise “Allah Rasûlü – Allah’ın salât ve selamı üzerinde olsun – şöyle buyurdu: “[Sizden biriniz kendisine ölüm gelmeden önce ölümü temenni etmesin ve ölmek için dua etmesin.] Çünkü içinizden biri öldüğünde ameli kesilir. Ömrü ise müminin sadece hayrını artırır.” ve “Allah Rasûlü – Allah’ın salât ve selamı üzerinde olsun – şöyle buyurdu: “Kötülük ve fesat meydana gelecek. Ümmetim cemaat/birlik halinde iken kim onların arasını ayırırsa, kim olursa olsun onu kılıçla öldürün.”şeklinde, Hz. Muhammed’in hadislerinden ikisini yazmıştır. Nesih satırlarını “Ey Allah’ım! Rahmet peygamberi, ümmetin şefaatçisi Muhammed’e, ailesine ve bütün ashabına salât ve selâm olsun.” duasıyla bitirir.Illuminations: Nesih satırların yanındaki koltuklar tezhiplenmiştir. Altın cetvelli kıt’a ebrulu kâğıtla vassalelidir.Measurements: 21,5 x 27,3 cmScript: Sülüs; Nesih
Sultan III. Mustafa tuğralıdır. Sultanın, Yanya sancağı mutasarrıfı ve kadısına, Başdefterdar Ömer Vahid aracılığıyla gönderdiği fermandaki bilgiye göre, Yanya'ya bağlı Andos, Malakas, Cernovişe ve Zagorya nahiyelerine bağlı köylerde yaşayan halk, sundukları arzuhalde üzerlerine düşen vergileri ödedikleri halde kendilerinden başkalarına ait vergilerin de alındığından şikâyet ederek bu durumun düzeltilmesini istemiştir. Fermanda kimseden kanunlara aykırı olarak vergi toplanmaması emredilmektedir.Illuminations: Altınlı tuğranın üzerindeki, yukarı doğru daralan bezeme sahasının içi halkârlanmıştır. Geniş bezeme alanının iki yanında ise pembe bir gül dalı ve çiçekli bir vazo vardır. Tuğranın üzerine, âdet olduğu üzere sultanın kendi el yazısıyla “Hatt-ı Hümayun” cümlesi, “Gereği yapılsın” anlamına gelen “Mucibince amel oluna” yerleştirilmiş ve etrafı bezenmiştir.Measurements: 98 x 51.5 cmScript: Celi divani
Hattat Mehmed Said, Şekerzade Mehmed’in (ö. 1753) öğrencisidir. Kıt’a, bir satır sülüs, beş satır nesih düzenindedir. Sülüs satırda Ezarru men âşertuhu mutrîke ve muğrîke yazılıdır. Sülüs satırın altındaki üç nesih satırda Ebû Saîd radı[yallâhu anh] kâle. Kâle Rasûlullâhi sallallâhu aleyhi ve sellem. “Tekûnü’l-ardu yevme’l-kıyâmeti hubzeten vâhideten yekfe’uhâ’l-cebbâru biyedihî kemâ yekfe’u ehadüküm hubzetehû fî’s-seferi nüzülen li-ehli’l-cenneti” (Ebû Saîd el-Hudarî’den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Allah Rasûlü – Allah’ın salât ve selamı üzerinde olsun –şöyle buyurdu: “Kıyamet günü yeryüzü bir tek ekmek olur. Sizden birinizin seferde ekmeğini evirip çevirdiği gibi, Cebbâr [olan Allah] onu eliyle evirir çevirir. [Bu muazzam ekmek] cennet ahalisi için ziyafet/ikram olarak hazırlanır.) rivayeti verilmiştir. Alttaki iki nesih satırda ise Allâhümme salli ve sellim alâ nebiyyi’r-rahmeti ve şefîi’l-ümmeti Muhammedin ve âlihî ecmaîn (Ey Allah’ım! Rahmet peygamberi, ümmetin şefaatçisi Muhammed’e ve bütün ailesine salât ve selâm olsun.) şeklindeki dua cümlesi ve ketebe vardır.Illuminations: Nesih satırların iki farklı genişlikte yazılmasıyla dört koltuk yaratılmış ve tezhiplenmiştir. Kıt’a, gelenek olduğu gibi, ebrulu kâğıtla vassalelenmiştir.Script: Sülüs; Nesih
Mustafa Kütahi’nin kıt’ası, bir satır sülüs, beş satır nesih düzenindedir. Sülüs satırda Men veseka billâhi ağnâhu ve men tevekkele aleyhi kefâhu (Kim Allah’a güvenirse Allah onu zengin kılar ve kim Allah’a tevekkül ederse, Allah ona yeter) sözleri yazılıdır. Nesih satırlarda ise Hz. Muhammed ve Hz. Ömer arasında geçen bir konuşma nakledilir: Ve kâle Omar bin el-Hattâb radıyallâhu anhu: İste’zentü’n-nebiyye sallallâhu aleyhi ve selle fî’l-umrati. Feezine lî ve kâle: Eşriknâ yâ ehî fî duâike velâ tensenâ. Fekâle kelimetün mâ yüsirrunî enne lî bihâ’d-dünyâ. Sadaka (Ömer (r.a.) şöyle demiştir: Umre için Rasûlullah’tan – Allah’ın salât ve selamı üzerinde olsun – izin istedim. Bana izin verdi ve ‘Duana bizi de kat ey kardeşim, bizi unutma.’ buyurdu. Bana öyle bir söz söylemiş oldu ki, onun yerine tüm dünyaya sahip olmam beni o kadar sevindirmezdi.”) Satırlarını Allâhümme salli ve sellim alâ nebiyyi’r-rahmeti ve şefîi’l-ümmeti’z-zaîfeti Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn (Ey Allah’ım! Rahmet peygamberi, zayıf ümmetin şefaatçisi Muhammed’e, ailesine ve bütün ashabına salât ve selâm olsun.) sözleriyle bitirir.Illuminations: Nesih satırların yanındaki koltuklar tezhiplenmiştir. Altın cetvelli kıt’a ebrulu kâğıtla vassalelidir.Measurements: 17,5 x 24,5 cmScript: Sülüs; Nesih
Mehmed Şehrî, Giritli Mehmed'in (ö.1752) öğrencisidir. Hocası gibi Hafız Osman (ö. 1698) üslubunda yazmıştır. Hattatın sergide yer alan kıt'asının sülüs satırında "Yanlışlarım ve günahlarım için Allah'tan bağışlanma diliyorum" duası görülür. Bu satırın altına ise hattat mailen on satır nesihe bazı hadisler yazmıştır: "Amr b. Şuayb babasından ve dedesinden rivayet ederek şöyle demiştir: Hz. Peygamber -Allah'ın salât ve selâmı üzerine olsun- bir topluluğun Kuran hakkında tartıştıklarını işitti de şöyle buyurdu: 'Sizden öncekiler ancak bu yüzden helâk oldular. Onlar Allah'ın kitabının bir kısmını diğer kısmına vuruşturdular. Halbuki Allah'ın kitabı bir kısmı diğer kısmını tasdik eder halde inmiştir. Öyleyse onun bir kısmını diğer kısmı ile yalanlamayın. Ondan bildiğinizi söyleyin, bilmediğinizi ise bilenine havale edin.' Yine Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: 'Bilmediklerini sorsalardı ya! Cehaletin ilacı ancak sormaktır.' Bu hadisi Câbir rivayet etmiştir".Illuminations: Yazı boşluklarına altın, bitkisel motifler serpiştirilmiş olan kıt'a, kumlu, hatip ebrulu kâğıtla vassalelenmiştir.Measurements: 24,5 x 14,4 cmScript: Sülüs; Nesih
Mahmud Celaleddin, Şeyh Hamdullah ve Hafız Osman başta olmak üzere ünlü hattatların yazılarını kopya ederek yazı yazmayı öğrenmiş, sonra kendi üslubuna ulaşmış nadir hattatlardan biridir. Hattatın bu kıt'ası Şeyh Hamdullah'ı kopya ederek yazdıklarından biridir. Nitekim hattat, sağdaki koltuğa ince rıka hatla "İbnü'ş-Şeyh diye meşhur Hamdullah'ın hattından aktarılmıştır" anlamına gelen Nekalehû min hattı Hamdullah el-ma'rûf bi-ibnu'ş-Şeyh hâmiden lillâhi teâlâ notunu düşmüştür. Bu nottan tasarımının Şeyh Hamdullah'a ait olduğu anlaşılan kıt'ada "Dünya'da, birbirlerine kin besleyenler sıkıntı vermiştir ve kul kanaat ederse hürdür; hür olan tamah ederse kuldur" anlamına gelen sözler iki satır sülüsle yazılıdır. Mailen nesihle on satır halinde ise "müminlerin emiri Ali b. Ebî Talip -Allah yüzünü nurlandırsın ve Allahu Teala ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah'a tevekkül et, her işinde O sana yeter. Gençliğinde bir hayır yapmadıysan, gücün yeterse yaşlılığında telafi et" anlamındaki Arapça sözler yazılıdır.Illuminations: Kıt'anın iç pervazı kumlu, dış pervazı battal ebrudur.Measurements: 18,5 x 24,3 cmScript: Sülüs; Nesih; Rıka