Mustafa Rakım, Osmanlı hüsnühat sanatında celi denen büyük boyutlu yazının gelişimini sağlayan, döneminin en önemli hattatlardandır. Sultan III. Mustafa (h. 1757-1774) tarafından sarayın hüsnühat hocalığına getirilmiş olan ağabeyi hattat İsmail Zühdî (ö. 1806) tarafından yetiştirilmiştir. İcazetini 1769'da ağabeyinden aldıktan sonra, yazı yazan anlamına gelen "Rakım" lakabını kullanmıştır. Mustafa Rakım'ın Sultan III. Selim'in (h. 1789-1807) bir portresini yaptığı, sultanın bu portreyi beğenmesi üzerine Rakım'a önce müderrislik payesi, ardından sikke ressamlığı ve tuğrakeşlik görevleri verildiği rivayet edilir. Sarayda şehzadelere hüsnühat dersleri veren Mustafa Rakım, Sultan II. Mahmud'un da (h. 1808-1839) yazı hocasıydı. Bu zer-endûd levhada "Allah'tan başka ilah yoktur. O, benim ve âlemlerin rabbidir. Hz. Muhammed peygamberimdir. Salât ve selam üzerine olsun" ibaresi iki farklı kalınlıktaki celi sülüs ile istifli yazılmıştır. Bu tasarım, hattatın celi sülüs yazının farklı kalınlıklardaki uygulamalarında da üstat olduğunu göstermektedir. Mustafa Rakım, celi sülüs harflerde ideal ölçüye ulaşmış ve bu harflerin istifinde estetik ve denge sağlamıştır.Measurements: 48 x 58 cmScript: Celi sülüs
Sami Efendi talik hat icazetini Yesarizade'nin (ö. 1849) öğrencilerinden Kıbrısîzade İsmail Hakkı'dan (ö. 1862) almış, Yesarizade'nin üslubunu celi talik levhalarına taşımıştır. Bu zer-endûd levhanın celi talik hat kalıpları Sami Efendi tarafından hazırlanmış, "Yâ Hazret-i pir Seyyid Abdülkadir Geylanî" ibaresi yazılmış, ortadaki "Seyyid" kelimesinin üzerine Kaddese'llâhu sirrahu'l-'aziz (Allah onun yüce sırrını mukaddes kılsın) ibaresi istiflenmiştir. Sami Efendi'nin yazı kalıplarından levhayı hazırlayan ve pervazını tezhipleyen, son dönemin ünlü müzehhibi Bahaddin Tokatlıoğlu (ö. 1939) olmalıdır.Measurements: 54 x 179 cmScript: Celi talik
Sultan II. Mahmud, I. Abdülhamid’in (h. 1774-1789) oğludur, amcası III. Selim’in (h. 1789-1807) himayesinde yetişmiştir. Şehzadeliğinde Kebecizade Mehmed Vasfi Efendi’den (ö. 1831) sülüs ve nesih yazılarını meşk ederek 1807’de icazet almıştır. Tahta çıktıktan sonra dönemin meşhur hattatı Mustafa Rakım’dan (ö. 1826) celi sülüs dersleri almaya başlamıştır. Hocası Mustafa Rakım’ın üslubunda yazdığı celi sülüs levhalar veya taşa aktarılan yazıları, üstat hattatın tashihinden de geçmiş olmalıdır. Bu eserlerden biri, sergide yer alan siyah zemin üzerine zer-endûd levhadır. Sultan’ın yazdığı manzumenin ilk üç mısrası Türkçe, Zümer suresinden (39/73) ayetlerin geçtiği son mısra ise Arapça’dır:
Ol resûl-i müctebâ hem rahmeten li’l-âlemîn
Bende medfundur deyu eflâke fahr eyler zemîn
Ravzasın edüp ziyaret dedi Cebrîl-i emîn
“Hâzihî cennâtü adnin fedhulûhâ hâlidîn”
O, seçkin peygamberdir; aynı zamanda âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir
O peygamber kendisinde medfundur diyerek yeryüzü göklere karşı övünmektedir
Cebrail-i emîn Hz. Peygamber’in mübarek ravzasını ziyaret ettiğinde şöyle demiştir:
“Burası Adn cennetleridir. Ebedî olarak içinde kalmak üzere haydi girin oraya”
Harflerin idealleştirilmiş ölçüleri ve kompozisyon dengesi, Mustafa Rakım üslubunun Sultan II. Mahmud üzerindeki etkisini yansıtmaktadır.Illuminations: Satırların araları, altın ile yapılmış, çiçekli ve yapraklı, uzunca dallarla tezhiplenmiştir.Measurements: 54,6 x 48,7 cmScript: Celi sülüs
Sakız Adası’nda doğan hattat Abdülfettah, Serasker Hüsrev Paşa’nın (ö. 1855) himayesinde İstanbul’da eğitim görmüş ve önemli devlet görevlerinde bulunmuştur. Bilindiği kadarıyla Sultan Abdülmecid’in (h. 1839-1861) desteklediği hattat İstanbul, Bursa, Edirne, Şam ve Girit’in önemli mimari yapıları için celi yazılar yazmıştır. Sultan Abdülmecid tarafından, Mehmed Şefik (ö. 1880) ile birlikte, 1854’deki depremde zarar gören Bursa Ulu Cami’nin kitabelerinin onarımı için de görevlendirilmiştir. Bu levhasında, Araf suresinden bir ayet (7/54) yazmıştır: Ve’ş-şemse ve’l-kamera ve’n-nücûme müsehharâtin biemrihi elâ lehü’l-halku ve’l-emrü tebârekallâhu rabbü’l-âlemîn.(“Güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi olarak yaratan Allah'tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O'na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın şanı yücedir.”).Measurements: 32,5 x 83,4 cmScript: Celi sülüs
Hattat Mustafa İzzet kazaskerlik görevinde bulunmuş, dolayısıyla bu unvanıyla tanınmıştır. Mustafa Vasıf’tan (ö. 1853) aklam-ı sitte, Yesarizade Mustafa İzzet’den (ö. 1849) talik dersleri alarak yetkinleşmiş, sarayda şehzadelere yazı hocalığı yapmıştır. Hattat bu levhasında, Hadîd suresinden bir ayet yazmıştır (57/3): Huve’l-evvelu ve’l-âhiru ve’z-zâhiru ve’l-bâtınu ve huve bikulli şey’in alîm. Hattat, “O, ilk ve sondur, zâhir ve bâtındır.” ibaresini tek bir satıra yazmış, “O her şeyi bilendir.”ayetini ise satırın sonuna bir istif halinde yerleştirmiştir.Illuminations: Yazının dışındaki enli pervaz, Türk rokokosu adı verilen üslupta bezenmiştir.Measurements: 38,5 x 89,5 cmScript: Celi sülüs